38,7786$% 0.39
43,8944€% 0.27
51,6488£% 0.37
4.142,72%0,97
3.324,08%0,58
9.390,51%1,20
07 Mayıs 2025 Çarşamba
1953 Uzunköprü Depremi (7.2): İlçemizin hafızasında derin izler bırakan bir felaket…
1953 yılında gerçekleşen büyük depremde, Uzunköprü’de 270 bina ağır hasar almış, 5.300 bina ise hafif hasar görmüştür. Ayrıca, 4.070 binada çatlaklar meydana gelmiş, ilçemiz büyük bir yıkım yaşamıştır.
İstanbul’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, Edirne’nin birçok ilçesiyle birlikte Uzunköprü’de de hissedildi. Vatandaşlar kısa süreli panik yaşarken, ilçenin deprem hafızası bir kez daha canlandı. “Uzunköprü’de deprem olmaz” diyenlere ise tarih uyarı niteliğinde seslendi.
Uzunköprü ve çevresi, tarih boyunca ciddi depremler yaşamıştır:
30 Temmuz 1752 – “Zelzele-i Azime”: Edirne tarihinin en yıkıcı depremlerinden biri olarak kayda geçti, Uzunköprü de bu büyük felaketten nasibini aldı.
18 Mart 1953 Malkara Depremi: Merkez üssü Tekirdağ olan bu deprem Edirne genelinde hissedildi, Uzunköprü’de de hasara neden oldu.
18 Haziran 1953 Uzunköprü Depremi (7.2): İlçe tarihinde kara bir gün… Bu büyük depremde 270 bina ağır hasar almış, 5.300 bina hafif hasar görmüş, 4.070 binada ise çatlaklar oluşmuştur. İlçedeki kışla binalarından biri tamamen yıkılırken, bir diğeri onarılarak bugüne ulaşabilmiştir.
Edirne, genel olarak orta riskli deprem bölgesi olarak sınıflandırılsa da Kuzey Anadolu Fay Hattı ve Marmara fay sistemine olan yakınlığı nedeniyle ciddi bir potansiyel tehlike taşımaktadır.
İlçelere göre deprem risk sınıflandırması:
4. Derece (Düşük Risk): Merkez, Havsa, Meriç, Süloğlu, Lalapaşa
3. Derece (Orta Risk): Uzunköprü, İpsala, Keşan
2. Derece (Yüksek Risk): Keşan (kısmen), Enez (kısmen)
1. Derece (Çok Yüksek Risk): Enez
İstanbul ve çevresinde yaşanan bu çifte sarsıntı, ülkenin hem siyasi istikrarsızlıklar hem de doğal afetler karşısında ne kadar kırılgan olduğunu yeniden gösterdi. Demokrasiye olan inancın zedelendiği bir süreçte yaşanan doğa olayları, toplumsal dayanışma ve hazırlıklı olmanın önemini bir kez daha hatırlattı.
Unutmayalım ki; güçlü bir toplum, ancak hem adaletle yönetilerek hem de afetlere karşı bilinçli olarak ayakta kalabilir.